İzmir’deki Alsancak Atatürk Yüzme Havuzu’nda 9 antrenör eşliğinde çalışmalarını sürdüren engelli sporcular, bu yılki şampiyonalarda 69 madalya kazandı.
Aralarında otizmli, down sendromlu, zihinsel engellilerin bulunduğu İzmirli özel sporcular, yüzmede Türkiye ve bölge şampiyonalarında başarılı sonuçlar aldı.
Çalışmalarını Alsancak Atatürk Yüzme Havuzu’nda sürdüren İzmirli sporculardan Artun Özdemir, Sinan Kuş, Beyza Demir, Umurcan Aydınoğlu, Sergen Aşkın, Şevval Tekin, Onat Soysal, İrem Öztekin ve Tuna Tunca, şampiyonalardaki başarılarıyla dikkati çekti.
Bu sporculardan İrem Öztekin, 100 metre kelebekte gençler dünya rekorunu kırmayı başardı.
Yüzme antrenörlerinden Mert Onaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 antrenör olarak haftanın 6 günü çalışmalarını sürdürdüklerini, kurs katılımcılarına öncelikle ücretsiz eğitim verdiklerini, bu eğitim esnasında yetenekli olanları ve performans sporcusu olacağını düşündükleri sporcuları bu sefer performans anlamında çalıştırmaya başladıklarını kaydetti.
– “Biraz daha emek istiyor”
Onaran, çalışmaların normal sporcuların antrenmanlarından hiçbir farkı olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Her antrenmanda 3 bin 500, 4 bin metre mesafelerde yüzüyorlar. Sporcularımız bölge müsabakalarında ve Türkiye Şampiyonası’nda 69 madalya kazandı. Bu da Türkiye’deki en büyük başarı. Bunun dışında da yine bir sporcumuz dünya rekoru kırarak ülkemizin ismini de taçlandırmış oldu. Bu da bizleri çok çok memnun etti. Engelli sporcularla çalışmak biraz daha emek, biraz daha sabır istiyor ama bir o kadar da haz veren bir şey. Çünkü sosyal anlamda da bizlere çok çok büyük mutluluk veriyor. Bunun dışında da gerçekten sporcularımız bizlere çok bağlı. Onlarla çalışmak çok keyifli oluyor.”
– “Gönülden bağlanmak gerekiyor”
Antrenör Efe Karaca ise engelli bireylerin sporun bütün aktivitelerine katılmalarını istediklerini, yüzmenin de bunlardan biri olduğunu söyledi.
Çalışmalarının performans, kurs ve rehabilitasyon olarak üçe ayrıldığını dile getiren Karaca, “Biz ve arkadaşlarımız elimizden geleni yapıyoruz. Öncelikle çocuklardan ziyade bu işe gönülden bağlanmak gerekiyor. Aileleri veli olarak değil bizden biri olarak, kendi ailemiz gibi görüyoruz.” diye konuştu.(AA)