DOLAR 32,4640 % 0.07
EURO 34,8868 % 0.37
STERLIN 40,7707 % 0.47
FRANG 35,6004 % 0.35
ALTIN 2.433,71 % -0,20
BITCOIN 62.126,01 -2.739

İbrahim Keleş “Nasıl Söylenir”

Yayınlanma Tarihi : Google News
İbrahim Keleş “Nasıl Söylenir”

İbrahim Keleş ‘in “Nasıl Söylenir”, “Sivas Günleri” başlıklı bu haftaki köşe yazısı;

İbrahim Keleş “Nasıl Söylenir”

Türkiye aynı anda hem deaş PKK ve Feto terör örgütleriyle mücadele ediyor. Bir çok cephede yürütülen bu mücadele sırasında askerlerimizden polislerimizden koruculardan ve sivil vatandaşlarımızdan da şehitlerimiz oluyor. Son dakika haberlerini izlerken çatışma bölgelerinden gelen şehit haberlerini alıyoruz. Şehit cenaze törenlerini izliyoruz içimiz yanıyor, şehit ailelerinin feryatları bizleri de kahrediyor.

Bunlar görünen kısmı, bir de arka planı var elbette. Bir anneye, babaya evladının şehadet haberini vermek, o anki acılarına bizzat şahit olmak nasıl bir şey. Bu yazıda bir de o ayrıntıya değinmek isterim.

1990’lı yıllardı, görev yaptığım tugayda bir sabah mesaiye daha yeni başlamıştım ki komutan çağırdı ve üzgün bir ifadeyle ”… şehrinde bir şehidimiz var, ailesi burada oturuyor, bu haberi aileye bildirme görevini sana veriyorum, revirle görüş, yanına doktor ve hemşire’de alarak gidin” emrini aldım.  Adresi aldım ve yola çıktık, gidiyoruz ve  içimden hep dua ediyorum; “Allah’ım ben bu haberi o anaya babaya nasıl veririm, o aile bu haberi alınca ne yapar” diyorum.

Kendimi onların yerine koyarak karmakarışık ve çaresiz vaziyette yola devam ettik. Adreste belirtilen sokağa geldiğimizde, sokak oyun oynayan çocuklarla doluydu. Gideceğimiz evin hangisi olduğunu sormak için çocuklardan birine şehidimizin ailesinin hangi evde oturduğunu sordum.  Bana eliyle bir yeri işaret etti. “onlar şu binada oturuyor, komutan amca” tam çocuklarını yanından o binaya doğru yürümeye 5-6 adım öteden, omuzları çökmüş kolları iki yana düşmüş, yüzünde kötü haberi hissetmişçesine ayaklarını sürüye sürüye bana doğru gelen bir kadını gördüm. Yaklaştı bana ve “siz kimin evini soruyorsunuz” dedi.  Şehidimizin babasının adını söyledim. Söylemem le birlikte bir feryat etti  “ben biliyordum, oğlum rüyamda bana söyledi dedi” ve zaten ayakta zor duran kadın oracıkta yere yığıldı. Onun bu feryadı sokakta çınladı adeta. Bir anda evlerden insanlar ağlaşarak, feryat ederek yanımıza geldiler. Hemen doktor,  hemşire şehidimizin annesine müdahale etti. Ardından şehidimizin evine geçtik, işte olan babasına da haber verildi, birazdan o da geldi -bunu anlatırken hala o günleri yeniden yaşıyorum- “Başınız sağolsun, oğlunuz, bizim de evladımız Tunceli’de şehit oldu” dedim. Ben o babanın yüzünde Rabbine tevekkülün ve vatana olan sevgisini gördüm metanetle başını kaldırarak “Vatan Sağolsun Komutanım” dedi. Birbirimize sarıldık, gözlerimiz dolu dolu idi.

Şehidimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, biliyorum ki evlat acısı hiçbir acıya benzemez. Hala yürekleri yakar, ailesine sabır diliyorum.

Silahlı Kuvvetlerde yıllarım geçti. O süre içinde aldığım en zor, en ağır ömrüm oldukça unutamayacağım görevdi bu.

Sivas günleri

Son üç günde Sivas adeta İstanbul’a taşındı. Cuma günü başlayan ve dün sona eren Sivas günlerinde misafir belediyeler ile birlikte toplam 21 belediye stant açmıştı.

Tümm belediyeler stantlarında ilçelerinin kültürümü ve tatlarını tanıttılar. Stant alanı İstanbul’da yaşayan Sivaslıların akınına uğradı. Etkinlik alanı hasretim ve kucaklaşmanın mekânı oldu adeta. Özellikle alışveriş yerleri güzel düzenlenmişti. Sivasımızın yerel ürünlerini tatmak ve satın almak nasip oldu. Bizlere bu kucaklaşmaya yaşatan başta Sivas Platformu Başkanı İsmail Erdem olmak üzere tüm belediye başkanlarına sonsuz teşekkürler.

YORUM YAP