Türkiye’nin en önemli sulak alanları arasında bulunan Büyük Menderes Deltası, Tepeli Pelikanlar başta olmak üzere 256 kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Büyük Menderes Deltası 256 Kuş Türüne Ev Sahipliği Yapıyor
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolaysıyla bir açıklama yapan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Sucul canlılar, su kuşları, zengin bitki ve hayvan çeşitliliğiyle birçok türün yaşamasına olanak sağlayan sulak alanlar, aynı zamanda bölgenin iklimini de doğrudan etkileyen, suyun akışını düzenleyen, taşkınları önleyen çok önemli ekosistemlerdir. Günümüzde birçok sulak alanın kurutulduğu, insan kaynaklı olarak tahrip edildiği ve kirletildiği görülmektedir.
Türkiye’nin en önemli sulak alanları arasında bulunan Büyük Menderes Deltası, 1994 yılında Milli Park kapsamına alınarak, biyolojikçeşitlilik açısından zengin kaynaklara sahip Dilek Yarımadası’yla birleştirilmiştir.
Turizm kentleri arasında bulunan Büyük Menderes Deltası, birçok tehditle karşılaşsa da bugüne kadar en iyi korunarak gelebilen ender sulak alanlarımızdandır. Uluslararası Sulak alanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa´nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunmasına Yönelik Sözleşmesi (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında korunan alan niteliğinde olup, Önemli Kuş Alanı, Önemli Bitki Alanı ve Önemli Memeli Alanı olması nedeniyle aynı zamanda Önemli Doğa Alanıdır.
Bugüne kadar yapılan tespitlerde 256 adet kuş türünün bulunduğu deltanın sembol kuşu, dünyada nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan ve önemli üreme alanlarından biri B. Menderes Deltası olan Tepeli Pelikandır.
Deltanın tam ortasından; Dinar Suçıkandan başlayarak kıvrıla kıvrıla Ege Denizi’ne ulaşan, antik dönem uygarlıklarının oluşmasına yol açan, havzanın coğrafik yapısını değiştirip verimli ovaları oluşturan, günümüzde endüstriyel işletmelerin ve evsel atıkların alıcı ortam olarak görüldüğü ve hoyratça kirletildiği, mitolojik hikayelere konu olan Büyük Menderes Nehri geçmektedir. Büyük Menderes Deltası; Lagünler, tuzcul bataklıklar, çamur düzlükleri, sucul bitkiler ve zengin bir ekosistem oluşturan canlılarla, Batı Anadolu’da korunması öncelikli sulak alanlarımızdandır. Geleneksel bir şekilde yapılan dalyan balıkçılığı, çevre köylerin en önemli geçim kaynakları arasında bulunmaktadır” dedi.(İHA) –
Egede İzmir Haber