Sevda Arslan’ın “Zihin Deklarasyonu” isimli köşe yazısı;
Zihin Deklarasyonu
Şimdilerde bilindik tınıların bilindik döküntüleriyle savaşırken, aslında çok da yabancı olmayan bir odanın anahtarını bulduk. Zihnimize hoş geldik…
Nice kıvrımlı yollarda düzleşmeyi öğrendik.
Düzgün olabilmek uğruna griye taptık.
İnandık.
Ellerimizi semaya açtığımızda yoktuk.
Var olmayı gözlerimizi kapattığımızda öğrendik.
Gökkuşakları için yağmurdan vazgeçtik.
Büyüdük.
Türlü büyüme sihirleriyle haşır neşirken, her yaşın bizi sona götürdüğünü geç gördük.
Hoşumuza giden çiçekleri kopartıp, bizim olmayanı özenle süzdük.
Hayatlar çaldık.
En büyük hobimiz dedikodu, en sevmediğimiz eğitim oldu.
Barış uğruna savaşlar yaptık.
Yaşamak adına öldürdük.
Cennet için cehennemler yarattık.
Sorsalar mükemmeldik.
En namuslu, en ahlaklı, en güzeliydik.
Gün geldi tek bir yerde çuvalladık.
Zihnimizin kıvrımlı düzlüklerinde dolaşırken üstün körü geçemediğimiz o yerde durduk. Yaklaştıkça büyüyen, dinledikçe kanatan, dokundukça korkutan o yer… Vicdanımıza hoş geldik…
Şimdi bir mesele haline getirdiklerimizin kaçıncı tekrarındayız?
SEVDA ARSLAN