İzmir’in Ödemiş ilçesinde, öğretmenliğinin son yıllarında ipek böceği ve ipeğe merak saran Gülfer Keskin, elden edilen iplerle; şal, elbise, fular, kırlent, peştamal, kimono gibi ürünler üreterek 15 yılı aşkın zamanda hem Türkiye’ye hem de dünyaya açıldı. Bölgede aranan bir isim olan kadın girişimci, “50 yaşından sonra hobim, 60 yaşından sonra da hobim işim oldu” diyerek başarısını özetledi.
50 yaşında hobi, 60 yaşında mesleği oldu: Yurt dışına bile açıldı
İzmir’in Ödemiş ilçesinin tarihi Birgi Mahallesi’nde yaşayan Gülfer Keskin (66), Matematik öğretmenliğinin son zamanlarında ipek böcekçiliği ve ipeğe merak sardı. Her şeyi bir kenara bırakıp köşesine çekilmek istemeyen Gülfer öğretmen, emekli olduktan sonrada hobi olarak başladığı ipek böcekçiliğine gönül verdi.
Dokuma atölyesinde işleyip doğal boyalarla ekonomiye kazandırıyor
Zamanla atölye açan, işleri artan Gülfer Keskin, şimdilerde ipek böceğinden el edilen iplere dokuma atölyesinde hayat veriyor. Şal, elbise, fular, kırlent, kese, peştamal, kimono gibi ürünlerin yüzde 100 ipekten imalatını yapan Keskin, ürünleri doğal boyalarla ince ince işliyor ve kendi tasarımını yaparak ekonomiye kazandırıyor.
Ürünler yurt dışına da gidiyor
Yaptığı işleri çok beğenilen Gülfer Keskin, ürünlerini yurt dışına da satıyor. Amerika, İspanya, İngiltere gibi ülkelere ürünler gönderen kadın girişimci, 15 yılı aşkın zamanı geride bıraktığı mesleğinde adeta aranan bir isim oldu.
Gülfer Keskin, mesleğe başlayış hikayesini, “50 yaşından sonra hobim, 60 yaşından sonra da hobim işim oldu” diyerek özetledi.
İpek böceği girişimcisi Keskin, “Emekli olmadan kısa bir süre önce ipek böcekçiliğine merak sardım. Çocukluğumda annemler daha önceden ipek böceği yetiştirmişti. Hatta hala annemlerin ürettiği ürünleri kullanırım. Daha sonrada serüvenim başladı. 20 yıla yakın ipekçilikle uğraşıyorum ve bu işe gönül verdim. Satışlarımız gayet iyi. Bu tip işlerde satılabilir ürün üretmek önemli; yani tığı elini alınca örülen şey hemen satılacak diye bir şey yok. Bunu satılabilir hale getirip üretim yapmak gerekiyor. Geçmişte çarşaflar dokunmuş, peştamallar dokunmuş; ama şimdi yeni çizgiler, yeni renklerle mesela kimono yapıyoruz. Bu tip yeni şeyler yapılınca tabi satış oluyor. Kimono burada bireysel alanda var, yurt dışına da gönderdik. Kimono Amerika’nın çok ilgisini çekti. Doğal olarak boyama yapıyorum. Neden kimyasal kullanalım? İpek böceğin kendisi zaten çok hassas bir böcek. Bunlar insanlara sanki hizmet etmek için var. İpek insan teniyle en uyumlu ipliktir” dedi.
Dokuma atölyesinde atık ipler kazanlarda kaynatılıp yeniden değerlendiriliyor
Gülfer Keskin, ipek böceğinden ip elde etmenin oldukça zahmetli olduğunu, bir ipek böceği kozasından bin 600 ve 2 bin metre arası ipin çıktığını söyledi.
Keskin, dokuma yaparken hiçbir ipin israf edilmediğini, atık iplerin kazanlarda zeytinyağlı sabunlar yardımıyla tekrar kaynatıldığını ve bunların yeniden kullanıldığını anlattı.
“İpek böceği yetiştiriciliğin arttırılması gerekiyor”
Keskin, şöyle devam etti:
“Küçük Menderes Havzası, geçmişte olduğu gibi bugünde ipek böcekçiliği anlamında önemli bir yer. Tarihte 17 ton yaş koza gönderilirmiş. Burada yaygın bir şekilde ipek böcekçiliği yapılıyor. İpek böceği yetiştiriciliğin artırılması gerekiyor. Ben şöyle söylüyorum; 50 yaşından sonra bir hobim, 60 yaşından sonra da hobim işim oldu diyorum. Boş durmayı seven birisi değilim. İpek bulaşıcı diyorum. İpeğe elinizi verdiniz mi kolunuzu kaptırıyorsunuz; ama çok keyifli.